Blog

Teknoloji alanındaki yenilikler, istatistikler ve iş hayatı ile ilgili paylaşımları blogumuzda bulabilirsiniz.

Linux İşletim Sistemi Nedir?
Linux İşletim Sistemi Nedir?

Linux, serbestçe dağıtılabilen, çok görevli, çok kullanıcılı UNIX işletim sistemi türevidir. Bir çok yönden Linux, kullanmış olduğumuz Windows, osX gibi diğer işletim sistemlerine benzer. Fakat diğer işletim sistemlerinden en önemli farkı Linux, açık kaynaklı bir yazılımdır. Linux'u oluşturan tüm kod yapısının uygun becerilere sahip kullanıcılar tarafından görüntülenmesi ve düzenlenmesi ücretsizdir. Linux, diğer işletim sistemlerinde yapamadığınız bir çok şey için kullanıcılarına özgürlük sunuyor. Linux işletim sisteminin bir diğer farkı ise çeşitli bir çok dağıtıma sahip olmasıdır.


Linux nasıl geliştirildi?

Linux, 1990 yılında Helsinki Üniversitesi öğrencisi Linus Torvalds tarafından kuruldu. Ücretsiz ve açık kaynaklı bir alternatif olarak geliştirilen Linux'un ismi ilk adımda Freax olacaktı ancak daha sonra geliştiricinin ismi ve Unix'in birleşiminden ortaya çıkan Linux ismine karar verildi. 1992 yılında Linus Torvalds, geliştirdiği bu çekirdek yazılımı daha çok geliştirici ve katkıcının desteğini alabilmek için özgür yazılım olarak GNU (Genel Kamu Lisansı) ile yayınlamaya karar verdi. Böylece bu iki proje Linux çekirdeği ve GNU Tasarısı, birbirlerinin eksik taraflarını tamamlamış ve tam bir işletim sistemi olarak sunulabilir hale gelmiş oldu. 1994 yılında, GNU bülteninde Özgür UNIX Benzeri olarak duyuruldu.


Linux dağıtımları nelerdir?

Dağıtım kavramı, özgür yazılım felsefesinin çok alternatifli olması sonucu ortaya çıkmış Linux'e özgü bir terimdir. Linux çekirdeği, GNU araçları ve bir masaüstü ortamının bir araya gelmesiyle bu birlikteliği, sürdürülebilir şekilde yönetecek bir yapılandırma araçları seti, yazılım güncelleme araçları oluşturularak, tam teşekküllü bir işletim sistemi haline gelen uygulamalar bütünüdür.


Geçmişten günümüze kullanılan Linux dağıtımları;

  • Slackware
  • Debian
  • openSUSE
  • Red Hat
  • Gentoo
  • Arch Linux
  • Fedora
  • CentOS
  • Ubuntu
  • Pardus
  • Linux Mint
  • PİSİ Linux
  • Manjaro Linux


Peki neden Linux?

  • Özgür,
  • Hızlı kurulur,
  • Kolay kullanılır,
  • Özelleştirilebilir,
  • Şeffaftır.
November 16 2020
Larry Page Kimdir?
Larry Page Kimdir?

Larry Page adını belki duydunuz, belki duymadınız ama Google'ı duymamış olmanız mümkün değil! Google'in kurucusu ve Alphabet'in CEO'su Larry Page teknoloji dünyasına yön veren önemli isimlerden biri.

Page, 26 Mart 1973 yılında ABD Michigan, East Lansing'de dünyaya geldi. Gerçek adı Lawrence Page'dir. Ebeveynlerinin ikisi de Michigan State Üniversitesi'nde bilgisayar bilimi alanında öğretim görevlisiydi. Yaşadıkları ev bilgisayar ve teknoloji dergileriyle doluydu, bu dergilerle büyüyen Larry; teknolojiye, iş dünyasına ve inovasyona büyük ilgi duyardı. Ailesi onu Montessori okuluna yazdırdı. (İlginçtir ki; Google'ın diğer kurucu ortağı Sergey Brin de Montessori okuluna gitmiştir.) Ailesi Larry'nin bireysellik ve yaratıcılık gibi nitelikleri ön plana çıkması için Montessori yöntemi ile eğitim veren bir okula kaydettirdi. Aldığı eğitimin davranışları ve kariyeri üzerinde büyük etkisi olduğu söyleyen Page; "Kurallara ve emirlere körü körüne bağlı kalmamamızı sağlayan, dünyada olup biteni sorgulamamızı öğreten ve bize kendi başımıza hareket edebilme yetisini kazandıran bu eğitim biçiminin çok yararını gördüm." ifadelerini kullanmıştır. 

Henüz 12 yaşındayken Nicola Tesla'nın biyografisini okudu. Page, Tesla'nın hayatından çok etkilendi ve dünyayı değiştirecek teknolojiler geliştirmeye karar verdi. Bu teknolojileri popüler hale getirmek için işin maddi yanını da göz önünde bulundurması gerektiğinin farkına vardı. Page bu konudaki düşüncelerini şöyle özetliyor: "Bir şeyler icat etmenin tek başına hiç bir işe yaramadığını anladım. Önemli olan icat ettiğiniz şeyleri görücüye çıkarıp insanların kullanmalarını sağlamak. Aksi takdirde geliştirdiğiniz ürünler hiçbir etkiye sahip olmaz."

Page; Michigan Üniversitesi'nde okurken ulaşım sektörünün geleceği hakkında düşünmeye başladı ve bu alana olan ilgisini hala kaybetmedi. O dönem güneş enerjisiyle çalışan bir araba tasarlamak için uğraşan üniversite grubuna girdi ve kampüsler arası gidip gelen tek raylı bir "kişisel hızlı taşıma sistemi " kurulmasını önerdi. Günümüzde Google'ın çatı firması Alphabet'in yan kuruluşu Waymo, sürücüsüz arabalar geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Larry Page, mezuniyetin ardından doktorasını yapmak için Stanford Üniversitesi'ne girdi ve 1995 senesinde Sergey Brin ile tanıştı. Kısa sürede arkadaş olan bu ikili bilgisayar teknolojileri hakkında muhabbet ediyor ve fikir alışverişinde bulunuyordu. Page, gördüğü bir rüya üzerine, internetteki her şeyi indirmenin mümkün olup olmadığını araştırmaya başladı. Proje için Brin'den yardım aldı ve ikili önce BlackRub adını verdikleri bir arama motoru üzerinde çalışmaya başladı. Googol isimli matematik teriminden ilham alan ortaklar, "Dünyadaki tüm bilgiyi toplayabilme ve bunu evrensel olarak erişebilir hale getirme" misyonlarına en uygun Google ismini seçtiler.

1997'de Google.com domainini aldılar ve 4 Ekim 1998'de Google şirketi kuruldu. 2004'de ise Google halka sunuldu. 2001'e kadar Google CEO'luğunu yapan Page daha sonra görevi Eric Schmidt’e devretti. İlk zamanlar Page, CEO koltuğunu devretmekten pek memnun değildi, ancak her gün birileriyle uğraşmak Page'e göre değildi ve Eric gibi birini bulabilmiş olmak büyük bir şanstı. Eric Google için de büyük bir şans olacaktı. Page, aktif olarak Google'in ürün ve vizyonunu geliştirmek için çabalıyordu. Andy Rubin'in şirketi olan Android'i Google bünyesine istedi ve şirketi satın aldı.

Larry Page, 2001 yılında Eric Schmidt'e devrettiği CEO koltuğunu geri aldı ve şirketin üst düzey yönetimini yeniden düzenlemeye başladı. 2012 yılı bitmeden şirketin Google Plus'ı, ilk Chromebook dizüstü bilgisayarı, Google Glass'ı, yüksek hızlı internet servisi Fiber'i üretti.

2015 yılında CEO görevini başkasına devretti ve kendisi Google'in ana şirketi Alphabet'in CEO pozisyonuna geçmeye karar verdi. Bunun sebebi ise, Page'in, çok daha iddialı şeyler üzerinde çalışmak ve geliştirmek istemesiydi.

2019 yılının Aralık ayında Larry Page ve Sergey Brin bir mektupla görevlerini bıraktıklarını açıkladılar. Mektupta, "Alphabet ve Google'ın artık iki CEO ve başkana ihtiyacı olmadığını düşünüyoruz” diyen ikili görevi başkasına devretti. Bugün Larry Page, Alphabet'te yönetim kurulum başkanı olarak görevine devam ediyor. 

Bugünlerde uçan otomobiller ile ilgilenen Larry Page uçan otomobil geliştiren iki şirkete yatırım yaptığı söyleniyor. Larry Page kendisinin başarıya giden yolda izlediği 11 adımı şöyle sıralıyor;

1. Her zaman beklenenden daha fazlasını sun.Yapman gereken ne ise bir fazlasını yap.

2. Bir fikri geliştirmek için 100 kişilik bir ekibe gerek yok.

3. Her zaman daha rahatsız olacağın şeyler üzerinde çalış.

4. Birçok şirket zaman içerisinde başarıyı yakalayamıyor. Temelde neyi yanlış yapıyor? Genellikle geleceği kaçırıyorlar.

5. İmkansızlığı göz ardı et.

6. Küçük insan gruplarının etkisi beklenmedik şekilde büyük olabilir. 

7. Temel olarak amacımız, dünyanın bilgisini sistemli şekilde organize etmek ve onu evrensel olarak erişilebilir ve faydalı hale getirmektir.

8. Bazen uyanıp, hayal kurmayı bırakmak gerekebilir. Eğer harika bir hayal kurduysan şimdi kalkıp onu gerçekleştirme zamanı.

9. Asla hayalini kaybetme, sadece onu hobi olarak gerçekleştirmeye çalış.

10. Eğer çılgınca bir şeyler yapmıyorsan, o zaman yanlış şeyler üzerinde çalışıyorsundur.

11. Var olmayan harika şeyler inşa etmeliyiz.

Larry Page; zenginliği ile gösteriş yapmayı seven biri değil, zamanının çoğunu yeni teknolojileri araştırarak, çok akıllı insanlarla buluşarak ve en büyük hayali olan uçan otomobillere yatırım yapmakla geçiriyor. 

Sonuç olarak, Google gibi bir efsanenin kurucusu olan Page, harikalar yaratmaya devam edecek gibi gözüküyor.

October 13 2020
Jeff Bezos Kimdir?
Jeff Bezos Kimdir?

Jeff Bezos, 12 Ocak 1964 yılında Amerika'nın New Mexico eyaletinde dünyaya gelmiştir. Amazon isimli kuruluşun CEO'su olan Bezos, dünya genelinde e-ticaretin gelişmesine olanak sağlayan isimler arasında yer almaktadır. Amazon'un haricinde havacılık ve uzay araştırma şirketi Blue Origin'in de kurucusu ve sahibi olan Bezos, 2013 yılında The Washington Post gazetesini satın aldı.

Eğitim hayatında başarılı bir grafik çizen Bezos, River Oaks ilköğretim okulunu tamamladıktan sonra, üstün yetenekli çocuklar lisesini birincilikle bitirdi, Princeton Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Fakültesinden de yine sınıf birincisi olarak diplomasını alan Jeff Bezos, yaz aylarını dedesinin Texas'daki çiftliğinde sığır bakıcısı ve traktör tamircisi olarak geçirmiştir.


Bezos, üniversiteyi bitirdikten sonra borsanın merkezi olan Wall Street'de bir yatırım bankası olan Bankers Trust Company'e geçti. 10 ay sonra, 26 yaşında Banker Trust tarihinin en genç başkan yardımcısı oldu. Jeff Bezos, D.E Shaw şirketine yaptığı araştırma neticesinde, bir şirketin internetteki ilk adımının kitap satışı olması gerektiğini önerdi, kabul edilmeyince istifa edip kendisi bu işe girişti ve başarı öyküsü ve önlenemez yükselişi tam olarak bundan sonra başlar. Bezos sadece kendi hayatını değil internet kullanıcılarının da hayatını değiştirecektir. Kafasındaki büyük hayalleri gerçekleştirmek için küçük bir adımla evinin garajında ilk temellerini atmaya başlar.


Bezos, 16 Temmuz 1995 tarihinde dünyanın daha önce hiç görmediği amazon.com adresinin kurucusu ve sahibi oldu. Özellikle internet üzerinden her türlü video oyunu, kitap ve CD gibi ürünlerin satışına ağırlık verdi. İlk gün sadece altı sipariş aldılar. Bezos, arkadaşlarından ve ailesinden sağladığı bir kaç yüz bin dolarla başlattığı Amazon'un dünyanın en büyük kitap süpermarketi olma hayali gerçekleşmiş oldu. Bugün ise, kitap, televizyon, futbol ayakkabısından mobilyaya kadar bir çok şey satan internet sitesi haline geldi. Bu büyük markanın kurucusu Bezos, markasını sözlükten arayarak bulmuş. İlk harfinin "A" olmasını özellikle isteyen Bezos, alfabetik sıralarda üste çıkmanın fark yaratabileceğini düşünmüş. Sözlükten "A" harfiyle başlayan kelimeleri araştırırken, dünyanın en büyük nehri olan Amazon nehrini bulmuş ve bu isimde karar kılmıştır. Amazon.com'un logosunda yer alan sarı ok sadece bir gülen surat değil aynı zamanda a'dan z'ye her şeyi bulabileceğinizi söyleyen gizli bir semboldür.


Amazon'un e-ticarete dair yaptığı en büyük atılım, elektronik kitap okuyucusu Kindle'ı piyasaya sürmek olmuştur. Şu anda Kindle 3 adıyla satılmakta olan cihaz, Amazon'un en çok satılan ürünü haline gelmiştir. Kindle üzerinden okunabilecek oldukça geniş bir elektronik kitap arşivi bulunmaktadır. Ayrıca AmazonBasics markasıyla USB kablosu gibi basit ürünler de satmaktadır.


Amazon aynı zamanda AWS (Amazon Web Services) markasıyla dünyanın en büyük bulut alt yapı hizmetleri (IAAS) sağlayıcısıdır. Bezos'un tek yatırım yaptığı şirketi Amazon değil, ünlü iş adamı Elon Musk'a paralel olarak uzay şirketi Blue Origin'e de sahip ve bu alanda önemli çalışmalara imza atıyor. "Blue Moon" (Mavi Ay) projesiyle de kendinden söz ettiren Bezos, artık uzayda koloni kurmanın vaktinin geldiğini açıklayarak yeni bir tartışma başlatmış oldu. Projeye göre Blue Moon, ay yüzeyine iniş yapacak, insanları ve teçhizatı indirdikten sonra, kendi kendine hareket ederek Ay yüzeyinde dolaşacak ve Ay yörüngesine uydular yerleştirebilecek. Bezos, 1 milyon kişinin yaşabileceği uzay yerleşim araçları geliştirmeyi planlıyor. Ünlü iş adamı "Uzay çalışmaları için neden milyar dolar harcıyorum? Çünkü bu konu çok önemli. Dünya'yı ve insanlığı kurtarmak için uzaya gitmek mecburiyetindeyiz." ifadelerini kullandı.


Bezos, başarıya ulaşmak için 6 güçlü tavsiyede bulunuyor.

1. Çocuksu merakınızı her zaman koruyun.

2. Rekabet içinde olduklarınıza rol model olun.

3. Modaya aldanıp, akımlara kapılmayın.

4. Gözü pek olun, başarısızlığı kabullenin .

5. İş/hayat dengesini değil, iş/hayat "uyumunu" bulun.

6. Her zaman deneyin ve asla pişman olmayın.


Milyonlarca kitabın online satışını yapan Amazon'un kurucusu Bezos, son zamanlarda okuduğu kitaplardan bazılarını şiddetle tavsiye ediyor. Bezos'un, kurumsal bilince katkıda bulunacağını ifade ettiği kitaplar şöyle;

1. Günden Kalanlar (Kazuo Ishiguro)

2. Siyah Kuğu

3. Yöneticiden kısa notlar

4. The Mythical Man- Month

5. Made in America


Çalışanları ile ilgili de eleştirilere maruz kalmakta olan Jeff Bezos, çalışanlarına karşı fazla talepkar olması, rehavetten nefret etmesi ve attığı fırçalarla ünlü. "Tembel misin yoksa beceriksiz misin?" en sık sorduğu sorulardan. 

Müşterilerden gelen şikayet maillerini kontrol ettiği ve "?" işareti ile çalışanlarına yönlendirdiği biliniyor. Ses tonunu ayarlama konusunda bir terapistle çalışsa da zorlandığını itiraf ediyor.

160 milyar doları aşan servetiyle ve çalışmalarıyla kendinden bir hayli söz ettiren Jeff Bezos, girişimciliğe devam edeceğini söylüyor.

October 1 2020
Tim Berners-Lee Kimdir?
Tim Berners-Lee Kimdir?

8 Haziran 1955 yılında Londra'da doğmuştur. Ağ üzerinde birbirleriyle bağlantılı hiper-metin dokümanlarından oluşan bir bilgi sistemi olan World Wide Web'in (www) mucididir. Matematikçi olan anne ve babası aynı zamanda ilk bilgisayarın yapım aşamasında yer almışlardır. Ona en büyük entellektüel etkisi kimin olduğu sorulduğunda, “Anne ve Babası“ olduğunu söylemiştir. “Bilgisayarlar yapıyorlardı, bu yüzden her şeyin matematik olduğu bir dünyada büyüdüm ve bir şeyleri programlayabilme heyecanı çok taze“ ifadesini kullanmıştır. 

Oxford Üniversitesi Fizik bölümünde Lee'nin, “hackerlık“ yapmasından dolayı okuldaki bilgisayarları kullanması yasaklanmış ve bunun üzerine eski bir televizyonu kullanarak kendi bilgisayarını yapmıştır. 

1976 yılında üniversiteden mezun olan Tim Berners-Lee, CERN'de yazılım mühendisi danışmanı olarak çalışmaya başladı. 1989 yılında CERN laboratuvarında HTML dilini geliştirdi ve “www“ olarak adlandırılan bilgi sistemini icat etti.

1990 yılında ilk ağ tarayıcısı yazılımını geliştirdi . “info.Cern.ch.“ olarak bilinen dünyanın ilk web sitesini yazan ve bu sayede web sayfalarının başkaları tarafından görüntülenebilmesini sağlayan Tim Berners Lee, en büyük hayalini gerçekleştirmiş oldu. 1994 yılında dünya çapında ağ ile ilgili standartları belirleyen W3C (World Wide Web Consortium)'yi kurdu. Tim Berners Lee, MIT'de (Massachusetts Institute of Technology) kıdemli araştırmacı ve Southampton Üniversite'nde bilgisayar bilimleri profesörüdür aynı zamanda. Aynı zamanda kurucusu olduğu W3C'nin başkanlığını da yapmaktadır.

Tim Berners Lee, webin 28'inci yaş gününde yayınladığı açık mektupta, internetteki üç tehdidin altını çizdi.

Lee'nin tespit ettiği tehditler; kişisel bilgilerin kontrolünün yitirilmesi, yalan haberlerin yaygınlaşması ve siyasi reklamların yeterince şeffaf olmaması olarak özetlenebilir. Ancak ona göre en tehlikeli olanı, kişisel bilgilerimizin kontrolünü kaybediyor olmamızdı. Bu tehditlerle mücadele etmek için beş yıllık bir strateji belirlediğini ifade eden Berners- Lee, webin nasıl ve ne gibi amaçlarla kullanıldığını tartışmaya açmak istediğini belirtti. Kişisel bilgi paylaşımlarının suistimal edilmesinin ifade özgürlüğü üzerinde otosansüre neden olacak bir etki yarattığına dikkat çekerek, buna karşı savaş açtığını ifade etti. Ayrıca etik olmayan siyasi reklamların da daha sıkı bir düzenlemeye tabi olması için çağrıda bulundu.

Tim Berners-Lee, şimdilerde internetin küresel işbirliği ve ifade özgürlüğünü güçlendiren bir ortam olarak kullanılması üzerine çalışıyor. Bugün gelinen noktada internetin kendisini hayal kırıklığına uğrattığını söyleyen Lee, “Öngördüğüm webi henüz görmedik. Gelecek hala geçmişten çok daha büyük.“ ifadelerini kullandı. 

İngiliz kraliçesi II. Elizabeth tarafından Sir ünvanı alan Lee, 1966'dan bu yana The Association for Computing Machinery tarafından “bilgisayar bilimine teknik anlamda katkı yapan kişilere “, ingiliz bilgisayar bilimci Alan Turing anısına verilen Turing Ödülünün son sahibi oldu. Bu ödül, bu alandaki en prestijli ödül olarak kabul ediliyor. İnternetin temellerini atmanın yanı sıra bunu zarif bir biçimde yapmış olması ödülün Tim Berners- Lee'ye gitmesindeki en önemli etken olarak öne çıkıyor. 

İnternetin babası olarak bilinen Tim Berners-Lee, şu anda W3C'nin başkanı, MIT ve Oxford Üniversite'nde bilgisayar bilimi profesörlüğü yapmaktadır.

September 27 2020
Jack Dorsey Kimdir?
Jack Dorsey Kimdir?

Kekeme diye çocukken hiç konuşmadı! İlk işine şirketi hackleyerek girdi! Şimdi dünyanın en tanınan insanı...

Mükemmel bir fikri işe dönüştüren Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey ilginç bir hayat hikayesine sahip girişimcilerden.

Jack Dorsey, 19 Kasım 1976'da Amerika'da doğdu. 1994 yılında (yani 18 yaşındayken) bazı taksi şirketleri tarafından hala kullanılmakta olan, açık kaynak kodlu sevkiyat yönlendirme yazılımı geliştirdi. Üniversite eğitimini yarıda bırakan Dorsey, 2000 yılında BlackBerry ve e-posta yoluyla arkadaş listesinin güncellenmesini sağlayan basit bir yazılım prototipi geliştirdi. O dönem hiç kimse bu projeyle ilgilenmediği için bir süreliğine rafa kaldırdı. Dorsey, aynı zamanda 2002 yılında masörlük lisansı almıştır. 2006 yılında, mesajlaşma fikrine yeniden odaklandı ve buna en uygun modelin SMS olduğuna karar verdi ve bununla beraber telefondaki kısa mesajlaşmayı web ortamına taşımaya karar vermesiyle beraber Twitter doğmuş oldu.

21 Mart 2006 tarihinde Twitter kurulduğunda ilk tweeti Jack Dorsey atmış ve just setting up my twttr. (twttr'ımı kuruyorum'.) yazmıştır.

2006'da kurulan Twitter'ın 2008'de 8 çalışanı vardır. 2015 yılında ise 600'den fazla kişi Twitter için çalışıyor, atılan her tweet için 0,043 TL kazanıyor.

Jack Dorsey, 2006 yılında Twitter'ı kurarak başladığı serüvene 2009 yılında Square'ı kurarak devam etti. Henüz Türkiye'ye gelmemiş olan Square; bankada bir hesap açmadan, çek karnesi almadan kuaför, çiçekçi gibi küçük işletmelerin müşterilerinden akıllı telefonlarla kredi kartı ile ödeme kabul etmesini sağlayan bir sistem. 2008 yılında MIT Technology Review tarafından 35 yaşın altındaki en yenilikçi 35 kişiden biri seçildi. Dorsey 2018 yılında yaptığı bir röportajda Twitter'da günde sadece 2 saat geçirdiğini, evinde ya da işyerinde tablet yada dizüstü bilgisayara sahip olmadığını, bütün işlerini telefonundan yaptığını ve haftanın bir günü evinden çalıştığını, her salı gününü evinin mutfağında geçirdiğini söylemiştir.

Jack Dorsey, Covid-19 virüsü salgınıyla küresel ölçekte mücadele için 1 milyar dolarlık rekor bağışta bulunduğunu açıkladı. Salgından sonra da kız çocuklarının sağlık ve eğitimi ile evrensel temel gelir araştırmaları için yardımlarını sürdüreceğini ifade etti.

Özel yaşantısıyla da gündem olan Dorsey, sağlıklı kalabilmek ve işine odaklanabilmek için izlediği yöntemler ile de adından söz ettiriyor. Güne buz dolu suyla banyo ederek başladığını belirten Dorsey, hiçbir şey bana, oda sıcaklığından çıkıp buz gibi banyoya girmenin verdiği zihinsel özgüveni veremez, eğer bu kadar küçük görünen ama can yakan bir şeyi yapmaya iradem varsa, hemen her şeyi yapabileceğimi hissediyorum diyor. 

Şu an 43 yaşında olan Dorsey, 20 yıldır meditasyon yaptığını ve günde tek öğün yediğini, hafta sonu yemek yemek yemeyi bıraktığını söylüyor.

Jack Dorsey, halen ünlü sosyal medya platformunun hem de küçük işletmeler için ödeme altyapısı hizmeti sunan Square'nin CEO'luğunu yapmaktadır.

September 26 2020
Isaac Asimov ve Üç Robot Yasası
Isaac Asimov ve Üç Robot Yasası

Isaac Asimov, kemik çerçevesi, kovboy kravatı ve uzun faulleriyle belleklere bilim kurguyla eş anlamlı bir değerle kazınmıştır. Asimov, 3 robot yasasını 20'li yaşlarda yazmıştır. Bilimkurgu dergilerinde yayınlanmakta olan, kötü robot hikayelerinden bıkmış, daha sempatik, iyi huylu robot hikayeleri yazması gerektiğine karar vermiştir. 10 mayıs 1939'da ilk robot hikayesine başlayan Asimov, çocuk bakıcısı bir robotun hikayesini anlatmaktadır. 

Asimov, üç robot yasasını ilk kez 1942 tarihli Runaround isimli öyküsünde anlatmıştır. Peki bu yasalar nelerdir?

1. Bir robot bir insana zarar veremez yada bir insanın zarar görmesine seyirci kalamaz.

2. Bir robot 1. kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.

3. Bir robot 1. ve 2. kuralla çelişmediği sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır.


Asimov, hikayelerini yazdıkça robot yasalarının değişmesi gerektiğini fark etmiştir. Bu sebeple sıfırıncı yasayı ekleyerek tüm maddeleri revize etmiştir. Böylece meşhur 3 yasa yapılan değişikle 4 olmuştur. Yeni hali ile yasalar şöyle;

0. Bir robot insanlığa zarar veremez veya  pasif kalmak suretiyle insanlığın zarar görmesine izin veremez.

1. Bir robot 0. yasayla çelişmediği sürece, bilgisi dahilinde bir insana zarar veremez veya pasif kalmak suretiyle bir insanın zarar görmesine izin veremez.

2. Bir robot 0. veya 1. yasayla çelişmediği sürece kendisine insanlar tarafından verilen emirlere itaat  etmek zorundadır.

3. Bir robot ilk 3 yasayla çelişmediği sürece kendi varlığını sürdürmek zorundadır.

Asimov'un bilimkurgu romanlarını yazmak için belirlediği yasalar, teknolojinin hızla yayıldığı günümüzde ne kadar etkilidir tartışmaya açık bir konudur. Asimov'un yasaları, kendisinin de dediği gibi “yarattığı evrende mükemmel işler“.

Stephen Hawking, insanlığın sonunun robotlar yüzünden olabileceğini ve robotların denetlenmesinin gerekliliğine dair endişelerini her fırsatta dile getirmiştir. Bugün dünyada yaklaşık 1 milyon civarında robot bulunmaktadır. Bu robotların yarısı Japonya'da sadece yüzde 15'i ABD'de bulunmaktadır. Bu noktada Asimov yasaları yeterli olacak mıdır? Buna ise en güzel cevabı Kanadalı bilim kurgu yazarı Karl Schroeder vermiştir.

“Robotlar muhtemelen bir çok programlama katmanına sahip olacaklar. Yani 3 yasa değil 20 yada 30...“

Gelecekte neler olacak bilinmez ama robotlar gün geçtikçe hayatımızın daha çok içindeler. 

Bu durumdan endişe mi duymalıyız? Bunun en güzel cevabı beklemek ve görmek.

September 19 2020
Big Data Nedir?
Big Data Nedir?

Günümüzün, popüler kavramlarından biri olan Big Data, büyük veri anlamına gelmektedir. Büyük veri; sosyal medya paylaşımları, ağ günlükleri, bloglar, fotoğraflar, videolar, log dosyaları vb toplanan verilerin anlamlı ve işlenebilir biçime dönüştürülmüş haline denir.

Büyük veri oluşumunda 5 bileşen vardır; genel olarak 5V şeklinde adlandırılır.

1. Variety (çeşitlilik)

2. Velocity (hız)

3. Volume (veri büyüklüğü, hacim)

4. Verification (doğrulama)

5. Value (değer)

Big Data kullanım alanları;

* Şirketleri müşteri verileri

* Bilimsel araştırmalar

* Sosyal medya paylaşımları

* Sağlık kuruluşları

* Bankalar

* Arama motorları

Büyük veri, insanlığa bir çok fayda sağladığı gibi endişeleri ve sorunları da beraberinde getiriyor. Veri gizliliği, veri güvenliği ve veri ayrımcılığı gibi konular risk olarak örnek verilebilir. Rick Smolan ve Jennifer Erwitt tarafından ele alınan 'The Human Face of Big Data' (Büyük Verinin İnsan Yüzü) adlı belgesel filmi, büyük verinin insanlığa sunduğu fırsatlar ile birlikte, oluşturduğu riskleri de anlatan ödüllü bir çalışmadır. Özel hayat ve gizlilik artık korumak zorunda olduğumuz kavramlar halini almaya başladılar. Büyük veri ile ilgili yasal düzenlemeler de gün geçtikçe gelişiyor.

Bilginin önemini anlayan toplumlar, şirketler,  devletler, ordular ve kişiler büyük bir avantaj elde etttiler. 

Büyük veriye 21. yüzyılın petrolü denmesi de şaşırtıcı değil. Veriler de tıpkı petrol gibi çıkarılıyor, rafine ediliyor, alınıyor ve satılıyor.

Büyük veri, hayatımızın her alanında veri topluyor. RFID etiketleri ve sensör teknolojileri sayeseinde, TV izlerken, koşu yaparken, trafikta araç kullanırken veri üretiyoruz.

September 18 2020
Open AI GPT-3 Yapay Zeka
Open AI GPT-3 Yapay Zeka

Elon Musk ve Sam Altman tarafından kurulan Open AI şirketinin ürünü GPT-3 adlı yapay zeka teknolojisi adeta sınırları zorluyor. Bu teknoloji, sinir ağı destekli bir dil modelidir. Şiir yazabiliyor, metin çevirebiliyor, diyalog kurabiliyor ve soyut soruları dahi cevaplandırabiliyor. 

GPT-3 (Generative Pre-trained Transformer) Türkçe karşılığı ile “üretken, önişlemeli, dönüştürücü 3” anlamına gelmektedir. GTP-3’ün dili meta-öğrenme yeteneğine sahiptir, yani farklı görevleri yerine getirmek için eğitime ihtiyaç duymaz. Bu teknolojinin makine öğrenimi ve insanlığın geleceği için çok fazla umut vaat ettiği düşünülürken bazı kullanım alanları için risk faktörü oluşturacağı bekleniyor. 

Bu yapay zekanın algoritması ile geliştirilmiş bir web sitesi oluşturucusuna, yapmak istediğiniz her şeyi düz metin olarak yazmanız yeterli olacak. Mesela, bu algoritmayı kullanan bir uygulamaya basit bir dille 60 px yüksekliğinde, 12 px genişliğinde ve üzerinde "BBC’de Ara" yazan bir buton istiyorum dediğinizde, size istediğinizi verebiliyor. 

GPT-3 2019 yılında yayınlanan GPT-2’nin geliştirilmiş 3. nesil versiyonudur. GPT-2 için yapılan en yaygın yorum, çok tehlikeli olduğuyla alakalıydı. Öte yandan GPT-3’ün de tehlikeli olabileceğine dair hükümet süreçlerinin kötüye kullanımı ve sahte akademik makale yazabilecek olması gibi sebepler gösteriliyor. Endişe duyulan bir diğer nokta ise sahte haberleri çevrimiçi yaymaya yardımcı olabilecek yanlış metinler üretmeyi kolaylaştırmasıdır. 

New York Times köşe yazarı Farhad Manjoo, 29 temmuz 2020 tarihli sayısında yayınlanan incelemesinde GPT-3 için “düz yazının yanı sıra bilgisayar kodu ve şiir üretebilen bu yapay zeka sadece şaşırtıcı ve ürkütücü değil aynı zamanda dehşet verici” yorumunda bulunmuştur. 

Yapay zekanın insanlığa yeni bir rahatlık mı yoksa bir felakete mi sürükleyeceği hala büyük bir tartışma konusu. Eğer Bill Gates, Elon Musk ve Stephen Hawking haklıysa akıllı makinelerle insanlar er ya da geç karşı karşıya gelecekler.

September 9 2020
Steve Wozniak Kimdir?
Steve Wozniak Kimdir?

11 Ağustos 1950 yılında Kaliforniya'da doğmuştur. Babasının uzay şirketinde elektrik mühendisi olarak çalışması Wozniak'ın uzay araştırmaları ve elektronik ile ilgili her şeye merak duymasına ve araştırmasına sebep olmuştur.

1970 yılında Wozniak'ın çalıştığı şirkete Steve Jobs yaz stajına gelir ve arkadaş olurlar. Bu arkadaşlık sayesinde Elektronik dehası Wozniak ve Steve Jobs Apple Computer şirketini kurarlar. 1970'lerdeki kişisel bilgisayar devrimine büyük katkıları bulunan buluşları ve cihazları ile tanınan Wozniak 1970'lerin ortasında Apple I ve Apple II bilgisayarlarını geliştirmiştir. Apple II büyük başarı kazanarak 1970 ve 1980'lerde en çok satan kişisel bilgisayar olmuştur. Steve Wozniak, 4 adet patente sahip olmanın yanı sıra, ilk programlanabilir evrensel uzaktan kumanda ve kablosuz GPS teknolojisi gibi bir çok gelişmeye önderlik etmiştir.

Wozniak, 1981 yılında uçak kullanırken pistin yıkılması sebebiyle bir kaza geçirerek ölümden dönmüştür. Kaza sonrası geçici hafıza kaybı yaşar, ilerleyen zamanlarda etrafındaki insanların anlattıklarıyla parçaları bir araya getirmeye başlar. Kız arkadaşı olayı anlattığında kısa-süreli hafızası yerine gelir.

Wozniak, kurucusu olduğu Apple Computer'daki tam zamanlı işinden 6 Şubat 1987 'de ayrılır. İşinden ayrılsa da şirket hissesini elinde tutar ve Steve Jobs ile bağlarını koparmaz.

Apple'dan emekli olduktan sonra Wozniak, piyasaya CL9 adında ilk programlanabilir evrensel uzaktan kumandayı sundu.


“Hayal gücünüzün en iyi şeyleri; daha önce hiç düşünmedikleriniz veya haberlerde hiç görmediklerinizdir.”

-Steve Wozniak

September 5 2020
Alan Turing Kimdir?
Alan Turing Kimdir?

23 Haziran 1912'de Londra'da dünyaya gelen Alan Turing devlet memuru olan bir babanın ikinci oğludur. Daha ilk okuldayken, yaşıtlarından ayrılan Alan Turing 14 yaşında özel bir okula kayıt edilir. Okul dışında matematik ile ilgilenmiş, özellikle türev ve integral üzerinde yoğunlaşmıştır. Turing'in, matematik alanındaki ilgisi üniversitede Cambridge Kings kolejine yönlendirmiştir. Diplomasını aldığında Kings Kolejine akademik üye seçilerek Haziran 1938'de tezini bitirip Felsefe Doktoru ünvanını aldı.

1939 tarihinde İngiltere'nin 2.dünya savaşına girmesi üzerine Alan Turing, askeri hizmet için görevlendirildi. Turing, Alman Enigma kod sistemini çözen elektromanyetik bir makine tasarladı. Almanların şifrelerini kıran Turing, II. dünya savaşının 2 yıl önce bitmesini sağlayarak kahraman ilan edildi.

Savaş sonrasında bilgisayar ve yapay zeka üzerine çalışmalar yaptı. Manchester Üniversitesi'nde çalıştığı dönemde Turing makinesi denilen algoritma tanımı ile modern bilgisayarların kavramsal temelini ortaya atmıştır. Turing, Princeton'da birlikte çalıştığı tez hocası Alonzo Church ile geliştirdiği, Church-Turing Hipotezi ile de matematik tarihine geçmiştir.

1948 yılında Manchester'da matematik departmanına okutman olarak tayin edildi. 1949 yılında aynı üniversitede bilgisayar laboratuarında vekil yönetici oldu. Bu dönemde ilk gerçek bilgisayarlardan biri için, Manchester Mark I yazılımı üzerinde çalıştı. 1952 yılında Alan Turing için her şey ters gitmeye başlamıştır. Kariyerinin zirvesindeyken hayatındaki adam tarafından evinin soyulması için tuzağa düşürülmüş ve polise suç duyurusunda bulunurken, eşcinsel olduğunu açıklamak zorunda kalmıştır. Ahlaksızlık suçundan hüküm giyen Turing için iki seçenek vardır; ya hapis cezası ya da kimyasal hadım... Alan Turing, kimyasal hadımı seçer ve kadınlık hormonu verilir. Bedenindeki değişiklikle beraber beyninde ciddi hasarlar oluşmuşan Alan Turing yaşadıklarına daha fazla dayanamamış, siyanür enjekte edilmiş elma yiyerek 7 Haziran 1954 yılında yaşamına son vermiştir.

1966 yılından beri, Turing anısına "Bilgisayar Mekanizmaları Birliği" tarafından her yıl bilgisayar camiasına teknik makaleler yazan bir kişiye bilgisayar biliminin Nobel'i sayılan "Turing Ödülü" verilmektedir.

August 14 2020
Makine Öğrenimi (Machine Learning) Nedir?
Makine Öğrenimi (Machine Learning) Nedir?

Yazılımların, açık bir şekilde programlanmadan sonuçları tahmin etmede kullanılan bir algoritmadır. Bu tür algoritmalar statik program talimatlarını harfiyen takip etmek yerine örnek girişlerden tahmin ve karar alma amacıyla bir model inşa ederek çalışırlar. 


Makine Öğrenimine Ait Yaklaşımlar:

1. Denetimli öğrenme,

2. Denetimsiz öğrenme,

3. Yarı denetimli öğrenme,

4. Takviyeli öğrenme,

5. Yoğun öğrenme.


Makine öğrenimi tarihsel olarak yapay zeka arayışından ortaya çıkmıştır. Günümüzde makine öğrenimi; otomotiv endüstrisi, bilimsel araştırmalar, üniversiteler ve sosyal ağ teknolojileri vb bir çok sektörde kullanılmaktadır.

Makine öğreniminin başlıca uygulama alanları

1. Bilgisayarlı görme,

2. Doğal dil işlemi,

3. Tıbbi tanım,

4. Beyin makine ara yüzleri,

5. Kredi kartı denetimi,

6. Borsa çözümlemesi,

7. DNA dizilerinin sınıflandırılması,

8. Konuşma ve el yazısı tanımı,

9. Oyun oynama,

10. Yazılım mühendisliği,

11. Uyarlamalı web siteleri ve robot gezisidir.


Makine Öğreniminin Faydaları

1. Ortalama bir insanın yapamayacağı kadar hızlı bir şekilde çeşitli hesaplamalar yapar.

2. Gereksiz iş gücünü ortadan kaldırır ve maliyeti düşürür. 

3. Dünyadan güncel verileri toplamanıza ve saklamanıza yardımcı olur.

4. Verileri görsel hale getirmemize ve analiz edebileceğimiz bir forma biçimlendirmemize yardımcı olur. 


Makine öğrenimi farkında olmadığımız kadar hayatımızın içindedir. Google’ın ses ve yüz tanıma sistemi, Netflix, Amazon’un öneri mekanizmaları, Apple’ın Siri’si, otomatik e-posta, sohbet botları bunlardan sadece birkaçıdır. Makine öğrenimi bize gösteriyor ki gelecek birçok açıdan zaten burada. Günümüzde şirketler için inovasyon, verimlilik ve bütünlük sağlayan bir yöntem olarak makine öğrenimi oldukça popüler bir hale gelmiştir.

August 11 2020
Yapay Zeka (Artificial Intelligence) Nedir?
Yapay Zeka (Artificial Intelligence) Nedir?

Yapay zeka, bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun çeşitli faliyetleri insanlara benzer bir şekilde yerine getirme kabiliyetidir.

Yapay zekanın geçmişi 1940'lara kadar dayanmaktadır. Yapay zeka, hiç kuşkusuz önümüzdeki yüzyılın en gözde teknolojik atılımlarının yaşanacağı alan olacaktır. Makine öğrenimi (machine learning), Derin öğrenme (Deep learning) gibi kavramlar yapay zekayı oluşturan kapsayıcı terimlerdir.

Yapay zekanın en çok uygulandığı alanlar ise;

1. Ses tanıma (sound detection / sound recognition),

2. Görüntü işleme (image processing),

3. Doğal dil işleme (natural language processing),

4. Muhakeme, en önemli uygulama alanlarıdır.

Yapay zekanın geleceği ile ilgili bir çok teori öne sürülmektedir. Daha çok filmlere konu olan bu teoriler, günümüz teknoloji ve otomotiv şirketlerinin CEO'larının dahil olduğu tartışmalara kadar uzanmaktadır. Ünlü bilim insanı Stephen Hawking'e göre yapay zeka ile üretilen makineler gelecekte kendilerini yenileyebilecek, hatta kendilerini biçimlendirebileceklerdir. Hawking, bu durumda insanların ciddi bir tehdit ile karşı karşıya kalma ihtimalinin olabileceğini de dile getirmiştir.

Dijital dünya her geçen gün hız kesmeden büyüyor ve gelişiyor. İnsanoğlunun yaklaşık 100 yıl önce bilim kurgu filmlerinde karşılaştığı  yapay zeka, artık günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Cep telefonu, sürücüsüz çalışan otonom araçlar, akıllı evler, yardımcı robotlar sadece birkaçı.

Yapay zeka ile işgücü piyasasında büyük dönüşümler beklenmektedir. Yapay zekanın ekonomileri için büyük bir fırsat oluşturacağına inanan Çin, ABD, Almanya, İngiltere, Kanada, Finlandiya, İtalya gibi yaklaşık 40 ülke bu alanda stratejiler oluşturarak, milyar dolarlık yatırımlar yapmaktadırlar.

Türkiye’de yapay zekanın gelişmesi ve kalkınmaya yüksek katma değer sağlamak için yürütülen bir girişim olan TRAI'nın yayınladığı Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi Girişimler Haritasına göre ülkemizdeki yapay zeka alanında çalışmalar yapan şirket sayısı her geçen gün artmaktadır.

August 10 2020
Rubber Duck Debugging Nedir?
Rubber Duck Debugging Nedir?

Plastik ördekle hata bulma yöntemi, yazılım mühendislerinin kullandığı bir hata ayıklama yöntemlerinden biridir.

Adını "The Pragmatic Programmer" kitabının içerisinde geçen bir hikayeden alır.

Bu yöntemin ana prensibini kısaca açıklamak gerekirse; kodunuzu hatalardan arındırmaya çalışırken, satır satır kodunuzu bir objeye anlatmaktır. Yani; sorunu anlatırken çözümü bulmaktır.

Peki nasıl oluyor?

Şöyle; hatayı ya da sorunu anlatırken zihin konuya çok daha net konsantre oluyor ve çözüme ulaşmak kolaylaşıyor. İlk bakıldığında saçma gibi görünse de oldukça işe yarar bir yöntemdir.

Plastik sarı ördek şart mı?

Objenin ne olması gerektiği ile ilgili herhangi bir şart yok, ancak sarı bir ördek olması olayı daha sevimli bir hale getiriyor :)

Plastik ördekle hata ayıklama yöntemi için yapılması gerekenler; 

1. Plastik bir ördek ya da sorunu anlatırken kendinizi daha rahat hissedeceğiniz her hangi bir objeyi temin ederek işe başlayın,

2. Bu objeyi çalışma ortamınızda görünür bir yere yerleştirin,

3. İlk takıldığınız yerde kodunuzun vermesi gereken çıktıyı ve şuan verdiği çıktıyı da dahil ederek kodunuzu satır satır açıklayın.

4. Kısa sürede hatayı tespit edemediysez tüm ara durumları ve geçişleri ayrıntılı olarak açıkladığınızdan emin olun.


Programınızı bir ördeğe ya da herhangi bir objeye açıklayarak, kodunuzdaki sorunu derinden anlamaya ve eksiksiz anlatmaya çalışmak zorundasınız.

Plastik ördek hata ayıklama yöntemini etkili kılan tam da budur.

Umarız sizin için de çalışır :)

August 4 2020
Intranet Nedir?
Intranet Nedir?

Sadece belirli bir kurum/kuruluş içindeki bilgisayarları, yerel ağları (LAN) ve geniş alan ağlarını (WAN) birbirine bağlayan TCP/IP tabanlı bir ağdır. Kurumlara özel oluşturulan bir web sitesi ağı olan intranet, kurumlarda haberleşmeyi ve iç iletişimi sağlamada kullanılır. Kurum içi intranet sistemiyle kurum çalışanları kendilerine ait kullanıcı adı ve şifreleriyle elektronik ortamda kurumsal bilgilere ulaşabilmektedirler. Bu yöntemle intranet büyük ölçüde harcamaları düşürür ve şirkete katkı sağlar.

Intranet'in kullanıldığı bazı uygulama alanları şöyle;

1. Kurumsal veriler ve sunumlar,

2. Adres ve telefon rehberi,

3. Pazarlama, dağıtım ve pazar bilgileri,

4. Eğitim malzemesi önerileri,

5. Yazılım ve donanım bilgileri,

6. Tartışma forumları,

7. İnsan kaynakları yönetim sistemleri,

8. Çalışma grupları,

9. Üretim bilgi yönetim sistemleri,

10. Yeni belgeleme sistemlerinin oluşturulması,

11. Servis ve destek,

12. Kurum içi telekonferans.

Intranet; şirketinizin veya markanızın daha kurumsal, çalışanlarınızın ise daha verimli olmasını ve işinizin organize ve profesyonel bir şekilde yürümesine katkı sağlar.

Günümüzde bir çok firma bu etkili bilgi sunum ve dağıtım altyapısını benimsemiş ve kullanmaktadır. Küresel erişim imkanları, düşük maliyet olanaklarından dolayı Intranet'i güçlü kılmıştır. Türkiye'deki en büyük Intranet ağı olan "POLNET" Emniyet Genel Müdürlüğüne aittir.

July 24 2020
Internet of Things (Nesnelerin İnterneti) Nedir?
Internet of Things (Nesnelerin İnterneti) Nedir?

Türkçe olarak nesnelerin interneti çevrilen bu kavram; fiziksel nesnelerin birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle bağlantılı olduğu iletişim ağlarını temsil eder. İlk defa 1991 yılında Kevin Ashton tarafından yapılan sunumda kullanılmıştır.


Nesnelerin interneti nasıl çalışır?

Bir IoT sistemi elde ettiği verileri toplamak, göndermek ve üzerinde işlem yapmak için; yerleşik işlemcilerden, sensör ve iletişim donanımlı web tabanlı akıllı cihazlardan oluşur. Örnek verecek olursak, kolunuzdaki akıllı saat gittiğiniz mesafeyi, attığınız adımları ve bu aktiviteleri yaparken kalbinizin nasıl attığını algılayan sensörlere sahiptir. Burada toplanan bu veriler bilgisayar, cep telefonu vb. cihazlar tarafından analiz edilerek hayatımızı kolaylaştırmaya ve düzene sokmamıza yardımcı olur. IoT kısaca, iki cihaz arasındaki iletişimi oluşturan en temel özelliktir. Aklınıza gelebilecek her nesnenin (telefon, bilgisayar, robot, ev sistemleri vb.) internete erişip, diğer cihazlarla iletişim halinde olabilir. İlk uygulama, Cambridge üniversitesinden bir grup akademisyen tarafından kahve makinesinin görüntülerini kameralı bir sistem ile internet üzerinden paylaşılması ile başlamıştır.

2020 yılında yaklaşık 26 ile 50 milyar arası ürünün bir şekilde internete bağlanacağı tahmin edilmektedir.


IoT sistemi nelerden oluşur?

1. Sensörleri aracılığıyla algılayan, iletebilen, depolayan akıllı cihazlardan,   

2. Güvenlik bileşenleri, denetleyiciler ve sensörler,

3. Veri iletişim alt yapısı (örneğin bulut),

4. Ham verilerden iş bilgisi üreten analitikler, uygulamalar ve insanlar.


Peki IoT'nin faydaları neler?

1. İş süreçlerini sistematik bir şekilde kontrol, izleme ve takibi,

2. Kullanıcı deneyimi geliştirilmesi,

3. Zaman ve maliyet tasarrufu sağlar,

4. Çalışan verimliliğini arttırır,

5. İş modellerini entegre etme ve uyarlamada kullanılır,

6. İş süreçlerindeki insan yardımıyla alınan kararları otomatize eder.


IoT uygulama alanları neler?

1. Akıllı şehir uygulamaları,

2. Akıllı çevre uygulamaları,

3. Akıllı ev uygulamaları,

4. Tedarik uygulamaları,

5. Akıllı hayvancılık uygulamaları,

6. Sağlık uygulamaları,

7. Endüstri 4.0 ile beraber makineleşmenin ve otomasyonun olduğu her yerde.


Tüm bu faydaların yanısıra  IoT bazı sorunlara da yol açmaktadır. 

Birbirlerine bağlı cihazlar sayesinde sosyal hayatımızı internet üzerinden kayıt altına sunuyor olmamız, bu verilerin gizliliği ve güvenliği üzerine düşünmemiz gereken çok önemli bir konu.

Sosyoloji profesörü Neil Gross'un deyişiyle;

"Gelecek yüzyılda, dünya gezegeni elektronik bir cilde sahip olacak , insanlar duygularını desteklemek ve iletmek için interneti bir iskele olarak kullanacak"

Neil Gross bu sözü ile dijital kültür ve teknolojinin hayatımızın her alanında ne kadar önemli bir yer kaplayacağını kısa ve öz bir biçimde anlatmıştır.

July 23 2020
En Verimli Şekilde Uzaktan Nasıl Çalışılır?
En Verimli Şekilde Uzaktan Nasıl Çalışılır?

Küresel salgın nedeniyle başlayan evden çalışma süreci, uzun zamandan beri mevcut olan uzaktan çalışma (remote work) yöntemine karşı bakışı değiştirdi.

Ofis dışında da iş yapılabileceğine şüpheyle bakan üst düzey yöneticiler ve müdürler şimdi uzaktan çalışmanın olumlu etkisini gözlemliyorlar.

Teknolojik gelişmelerin mesafeleri ortadan kaldırması ile evden çalışmak artık çok daha kolay ve kabul edilebilir hale geldi. Zoom, Skype, Facetime, slack vb uygulamalar sayesinde bir çok iş sürecini ofise hiç uğramadan gerçekleştirmek mümkün.

Uzaktan çalışma imkanını değerlendiren ve tercih eden kurum ve insan sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

12 Mart 2020 tarihi itibariyle ülkemizde covid-19 virüs salgınının yayılmasını önlemek adına alınan ciddi kararlardan biri de evden çalışmaktır. Gelecekte gerek teknolojik gelişmeler, gerek verimlilik araştırmalarının sonucu evden çalışma olanağının artacağı öngörülüyor.

Peki evden çalışmak zannedildiği kadar konforlu mu? Hiç zorluğu yok mu? Elbette uzaktan çalışmanın da belli başlı bazı zorlukları var.

Ancak bu süreci aşağıdaki prensipler çerçevesinde yönetirseniz hem konforlu hem de verimli bir dönem sizi bekliyor.

1. Çalışma havasına girmek için pijamalardan kurtulup giyinmek işe olan konsantrasyonumuzu kolaylaştıracaktır.

2. Evinizde kendiniz için en iyi çalışabileceğiniz ortamı hazırlayın.

3. Rahat bir sandalye ve geniş bir masa ile kalıcı çalışma alanı oluşturun. 

4. İşlerinizi yöneteceğiniz ve iletişimi sürdüreceğiniz araçları netleştirin. 

5. Çalışırken odaklanmanızı engelleyecek şeylerden uzaklaşın.

6. Ofiste çalışıyormuş gibi çalışma saatlerinizi belirleyin, gününüzü programlayın.

7.  Evde çalışmak da profesyonel bir çalışma sürecidir.Tatil bilinciyle dikkatinizi dağıtmayın.

8. Çalışacağınız yer özel ve belli olsun. Çalışma saati dışında bu alanı kullanmayın.

9. Sosyal medyada kaybolmayın. Evde beraber yaşadığınız insanlara bu süreç hakkında bilgilendirme yapın ve beklentilerinizi ifade edin. 

10. Uykunuzu önemseyin.

11. Mesai saatleri içinde erişilebilir olun.

12. Mesai saatleri içerisinde sevdiklerinizle aranıza mesafe koyun.

13. Uzaktan iletişim becerilerinizi güçlendirin. 

14. Çalışma alanınıza girişleri mümkün olduğunca kısıtlayın.

15. Çalışma arasında kısa molalar vermek kafanızı toparlamanıza yardımcı olacaktır. 

16. Mola arasında balkon veya bahçeye çıkmak kendinizi zinde hissetmenizi sağlayacaktır.

17. Çalışma ortamınızı sık sık havalandırın.

18. İyi bir kulaklığa yatırım yapın.

Evden çalışma görünüşte rahat bir ortam gibi gözükse de içinde bazı zorlukları barındırmaktadır. Mesainiz bittiğinde kapıyı ve bilgisayarı kapatıp ailenize ve kendinize zaman ayırmak motivasyonunuzu ve yaratıcılığınızı artıracaktır. Bu da sizi işkolik olmaktan kurtaracaktır.  

July 15 2020